top of page

Sözünüz değil, nazınız geçsin.

Güncelleme tarihi: 12 Ara 2021

El kadar çocuğa sözünüz geçer belki, hatta kol kadar olunca da geçer belki :) ama boyu siz kadar olunca artık sözünüz değil nazınız geçecek, unutmayın. O yüzden gönül yapın, sürpriz yapın, anları anı laştırın, onları durdurup " ne kadar güzel senin annen/baban olmak", deyin. Ceplerine notlar saklayın, okul yemeğine bir tane minik çiçek koyun (yemez umarım:)). Ve daha da önemlisi, onlar yokken onları sevdiğinizi iliklerinize kadar hissedin, sesinize telkin edin, incitme yavrularımı hep nazik kal, deyin ona. Ellerinize telkin edin, korkutma, sallanma, büyüme üzerlerinde korkunç gölgeler gibi, hele iyi hissetmediğinde sakin değme, olur ya incitme diye, deyin onlara. Çocuklarımıza nasıl olmalarını anlatmanın en güzel yolu, "sakin kalmak". Kavga mı var, "sakin kal". Herşeye car car cevap mı var, "sakin kal". Yüzüncü kez aynı özensizlik ve bedelini ev halkının ödediği bir hata daha mı, "sakin kal". Sakin olmayan gönül kırar. Çocuğunuzun gönlünü bir inşaat olarak düşünün, tuğla tuğla inşa ettiğiniz bir insan inşaatı. Sevginizin tutturacağı kiremitleri ince ince dizerken, bir hoyrat sözle, yüzle, yerle bir etmeye değer mi? Hani düştüğünde acıyor ya dizleri, yıkınca o kutsal inşaattan kiremitleri, yavrumuz acımıyor mu, dizi kızarıp kanamıyor mu sanıyoruz?


Öyle anneler var, görüyorum, çok seviniyorum. Daha bir yaşındaki çocuğuna sözü kadar nazı geçen. Daha bir yılda o inşaatı sapasağlam temellendiren. O inşaatın en kritik dönemi ilk 3 yıl değil mi zaten? Sonrasında çocuk sizi tanıyor artık. En savunmasız, en muhtaç döneminde tanımaz mı insan dostunu? İşte hem küçücüklüğünün, hem de savunmasızlığının ve gücü yetmemenin her türlüsüyle baş ederken, vücudunda trilyonlarca değişikliğin tüm sürecine katlanan minicik bedenlerin ilk üç yılda size ne kadar sığınabileceğini öğrenmiş olması zor mu? Siz yemek veren, siz su veren, siz ayakta ve hayatta tutan, dindiği, güvendiği, en yakından bildiği. Annenin kucağında daha ilk varlık gününden beri dinlediği kalp sesini duyarak dindiği. Babanın kucağında doğduğu andan beri baba kalbinin sesine kulak koyarak uykulara daldığı..


Siz onların anavatanı, ilk evi, ilk yuvası. İlk dostu, ilk okulu.


Zaman az, çocukluk kısacık, yazı uzun oldu, koşun hemen sarilin hadi! uyudularsa fısıldayın, yanınızdaysalar yakalyip gıdıklayın:)! (Ben de koşuyorum!)


41 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ne oynayalım?

Şimdi durup dururken çocuğumla ne oynayayım hocam? Haklısınız, hem durup hem oynamak mümkün değil:). Oyun, çocuğun her zaman koştuğu, kahkahalar attığı ve çok yorulduğu birşey olmak zorunda değil. Tam

bottom of page